TREKKİNG / HİKİNG
Ben size yeni bir konu hakkında bilgi vermek, bildiklerimi aktarmak istiyorum. Bu herkesin az çok bilgi sahibi olduğu "trekking" konusu. Ben aslında 2012 yılında Sİlahlı Kuvvetleri bıraktığımda bu yürüyüş işini bildiğimi düşünüyordum, yanılmışım. Aslında bu trekking işi çantanı alıp dağa bayıra çıkmak sporu değil. Eğer kurallara uyarsan, sırt çantası, giyim, hazırlık, beslenme vb. olaydan keyif alıyorsun. Aksi takdirde bizim yıllarca yaptığımız gibi sadece yürüyorsun. Ayrıca doğayı okumayı da bilmek lazım. Temel yön bulma ve doğayla ilgili kaynaklarda yazdığı gibi sadece güneşe bakmak, yosunlara, ağaçlara bakmak doğayı tanımaya yetmiyor. Ağaç yaprakları, hayvan izleri, ağaçların uzunlukları, rüzgara göre yön değiştirmeleri, sabah görülen sis ve koku, uzaktaki şekillerin bozunarak serap şeklinde görünmesi gibi konular aslında uçsuz bucaksız. Bunları örnek olarak yazmak istedim. Okudukça insan daha fazla bilgi sahibi oluyor. Bunların yanında hayvan ve insan iz takibi, sabun yapımı, ateş yakma usulleri, et tütsüleme, salamura yapma gibi konular da bu işte artık ustalaşmaya başladığınızı gösteriyor ve zevk almaya başlıyorsunuz.
Ben bu hafta sadece yürüyüşler hakkında bilgi vermek istiyorum. Sonra zamanla;
- Yürüyüş hazırlığı,
- Giyeceklerimiz nasıl olmalı,
- Uygun çanta alımı ve hazırlanması,
- Yiyecek konusu,
- Yürüyüşte dikkat edilmesi gereken hususlar,
- İz takibi,
- Ateş yakma ve yemek pişirme,
- Su kaynakları ve su elde etme,
ESKİŞEHİR'DE TREKKİNG
Öncelikle trekking ve hiking arasındaki farkı anlatayım. Kaynaklar diyor ki hiking; günübirlik doğa yürüyüşü. Çek fazla hazırlık yapmadan, gece kalmadan, irtifa kazanmadan yapılan yürüyüşler. Trekking ise hazırlık yapıldıktan sonra, bir kaç günlüğüne, irtifa kazanarak, gerekirse tırmanarak yapılan, biraz daha profesyonel yürüyüş işi. Ama bizim literatürümüze çevirirken böyle girmiş, devam ediyor.
Eskişehir'de üyelerini, müşterlerini veya gönüllülerini yürüyüşe götüren bir çok grup var. Bunların büyük kısmı ücretli, çünkü bu işin ulaşım, yiyecek ve keşif masrafları göz ardı edilemeyecek kadar çok. Eskişehir içinde de rotalar var. En yakın olarak Kent ormanına veya Osmangazi Üniversitesinin arka tarafındaki bölgeye giderek yürüyebilirsiniz. Buralarda patika çoğunluklu olduğu için kaybolma riskiniz yok. Onun dışında daha uzak rotalara gitmek isterseniz Bozdağ bölgesinde bir çok rota var. Bunlara wikiloc ile ulaşabilirsiniz. Evet, artık böyle bir kolaylık var. Bir başkası rotayı yürüyor, program bunu telefonuna veya gps'ine indirebileceğin formata dönüştürerek sana sunuyor. Bu bilgide başlangıç ve bitiş noktaları, mola noktaları, çıkılan eğim, zorluk derecesi ve ulaşım imkanları bulunuyor. Şimdi vereceğim kaynakta ise bunlar bilgi olarak verilmiş, ancak telefonunuza indiremiyorsunuz. İsterseniz buradan; Eskişehir turistik bilgileri ve rotaları nı inceleyebilirsiniz.
Ben bir süredir bu işi profesyonel olarak yapan arkadaşım Mustafa Kurtkapan ve kurmuş olduğu Yeryüzü Kaşifleri ni takip ediyorum. Konuyla ilgili tüm sertifikalara ve belgelere sahip. Okuldan ve okul sonrasından tecrübeleri var. Araziyi okuyabiliyor, bizi hayal kırıklığına uğratmıyor ve eğlenceli bir arkadaş :) Kendisiyle en son Oylat şelalesine gittik, çok keyifli bir yürüyüştü. Karanlık vadiden sonra burası cennet gibi geldi hatta :) Şelaleye kadar her yer sonbahar yapraklarıyla süslü. Suyun kıyısından zor olmayan bir yürüyüşle oylat şelalesine gidiliyor. Ama önemli olan bence yoldan zevk almak. Dönüş ayrı bir zevk; orman içi patikalardan, ayı izlerinden, böğürtlen ve kuşburnuların içinden geçerek bitiş noktasına varılıyor. Yürüyüş sonrası Oylat merkezi masraflı, ama o çilek, ceviz, kestaneye de başka yerde rastlanamaz. Gezi en son mağarada son buluyor. Hiç merak etmediğim mağarada sonuna kadar gittim. 700 m'lik güzel bir mağara, milyonlarca yılda oluşmuş bir güzellik. Eminim anlayan arkadaşlar daha çok zevk alabilir, ben şimdilik tam bir mağara insanı değilim sanırım :) aşağıya bir kaç fotoğraf koyuyorum, incelersiniz.
Önümüzdeki günlerde de Bursa Saitabat-Cumalıkızık yürüyüşü, Melen Çayında rafting ve muhtemelen en zevkli olacak olan Erikli şelalesi gezisiyle beraber şömineli bungalov evlerde Yalova gezisi. İlk yazımla kimseyi sıkmak istemiyorum, bu bir başlangıç ve giriş yazısı oldu. Önümüzdeki günlerde yürüyüş hazırlıkları konusyla görüşmek üzere, saygılarımla. Her türlü sorunuza yanıt vermeye hazırım, hiç çekinmeyin.
Öncelikle trekking ve hiking arasındaki farkı anlatayım. Kaynaklar diyor ki hiking; günübirlik doğa yürüyüşü. Çek fazla hazırlık yapmadan, gece kalmadan, irtifa kazanmadan yapılan yürüyüşler. Trekking ise hazırlık yapıldıktan sonra, bir kaç günlüğüne, irtifa kazanarak, gerekirse tırmanarak yapılan, biraz daha profesyonel yürüyüş işi. Ama bizim literatürümüze çevirirken böyle girmiş, devam ediyor.
Eskişehir'de üyelerini, müşterlerini veya gönüllülerini yürüyüşe götüren bir çok grup var. Bunların büyük kısmı ücretli, çünkü bu işin ulaşım, yiyecek ve keşif masrafları göz ardı edilemeyecek kadar çok. Eskişehir içinde de rotalar var. En yakın olarak Kent ormanına veya Osmangazi Üniversitesinin arka tarafındaki bölgeye giderek yürüyebilirsiniz. Buralarda patika çoğunluklu olduğu için kaybolma riskiniz yok. Onun dışında daha uzak rotalara gitmek isterseniz Bozdağ bölgesinde bir çok rota var. Bunlara wikiloc ile ulaşabilirsiniz. Evet, artık böyle bir kolaylık var. Bir başkası rotayı yürüyor, program bunu telefonuna veya gps'ine indirebileceğin formata dönüştürerek sana sunuyor. Bu bilgide başlangıç ve bitiş noktaları, mola noktaları, çıkılan eğim, zorluk derecesi ve ulaşım imkanları bulunuyor. Şimdi vereceğim kaynakta ise bunlar bilgi olarak verilmiş, ancak telefonunuza indiremiyorsunuz. İsterseniz buradan; Eskişehir turistik bilgileri ve rotaları nı inceleyebilirsiniz.
Ben bir süredir bu işi profesyonel olarak yapan arkadaşım Mustafa Kurtkapan ve kurmuş olduğu Yeryüzü Kaşifleri ni takip ediyorum. Konuyla ilgili tüm sertifikalara ve belgelere sahip. Okuldan ve okul sonrasından tecrübeleri var. Araziyi okuyabiliyor, bizi hayal kırıklığına uğratmıyor ve eğlenceli bir arkadaş :) Kendisiyle en son Oylat şelalesine gittik, çok keyifli bir yürüyüştü. Karanlık vadiden sonra burası cennet gibi geldi hatta :) Şelaleye kadar her yer sonbahar yapraklarıyla süslü. Suyun kıyısından zor olmayan bir yürüyüşle oylat şelalesine gidiliyor. Ama önemli olan bence yoldan zevk almak. Dönüş ayrı bir zevk; orman içi patikalardan, ayı izlerinden, böğürtlen ve kuşburnuların içinden geçerek bitiş noktasına varılıyor. Yürüyüş sonrası Oylat merkezi masraflı, ama o çilek, ceviz, kestaneye de başka yerde rastlanamaz. Gezi en son mağarada son buluyor. Hiç merak etmediğim mağarada sonuna kadar gittim. 700 m'lik güzel bir mağara, milyonlarca yılda oluşmuş bir güzellik. Eminim anlayan arkadaşlar daha çok zevk alabilir, ben şimdilik tam bir mağara insanı değilim sanırım :) aşağıya bir kaç fotoğraf koyuyorum, incelersiniz.
Önümüzdeki günlerde de Bursa Saitabat-Cumalıkızık yürüyüşü, Melen Çayında rafting ve muhtemelen en zevkli olacak olan Erikli şelalesi gezisiyle beraber şömineli bungalov evlerde Yalova gezisi. İlk yazımla kimseyi sıkmak istemiyorum, bu bir başlangıç ve giriş yazısı oldu. Önümüzdeki günlerde yürüyüş hazırlıkları konusyla görüşmek üzere, saygılarımla. Her türlü sorunuza yanıt vermeye hazırım, hiç çekinmeyin.
Yürüyüş Hazırlığı:
Yürüyüşe çıkmadan önce gideceğimiz yerin arazi yapısını ve o güne ait hava durumunu incelememiz lazım. Mümkünse yerinde keşif çok daha iyi olur, böylelikle değişen yol var mı, arazi ve zemin yapısı nasıl son değişiklikleri görürüz ve sürprizle karşılaşmayız. Keşfi wikiloctan, google earth veya alpine quest programlarından yapabiliriz. Basılı hariyanız varsa 1/25000 ölçekli bir haritayla da bu işi rahatlıkla yapabilirsiniz. Arazi şu yönden önemli; yağmur yağdığında zemin ağırlaşır mı, nelerle karşılaşırım, ne tür ayakkabı veya kıyafet seçmem lazım. Hava durumu da şunun için önemli, kıyafetimizi nasıl seçmeliyiz, ne tür sorunlarla karşılaşabiliriz.
Yürüyüşe çıkmadan önce gideceğimiz yerin arazi yapısını ve o güne ait hava durumunu incelememiz lazım. Mümkünse yerinde keşif çok daha iyi olur, böylelikle değişen yol var mı, arazi ve zemin yapısı nasıl son değişiklikleri görürüz ve sürprizle karşılaşmayız. Keşfi wikiloctan, google earth veya alpine quest programlarından yapabiliriz. Basılı hariyanız varsa 1/25000 ölçekli bir haritayla da bu işi rahatlıkla yapabilirsiniz. Arazi şu yönden önemli; yağmur yağdığında zemin ağırlaşır mı, nelerle karşılaşırım, ne tür ayakkabı veya kıyafet seçmem lazım. Hava durumu da şunun için önemli, kıyafetimizi nasıl seçmeliyiz, ne tür sorunlarla karşılaşabiliriz.
Wikiloc örnek görsel |
Ben araziye göre çantamı hazırlarım, giyeceklerimi hazırlarım, yiyeceklerimi koyarım, suyumu alırım. Özellikle beklenmeyen durumlar için hazırlık yapmakta fayda var, gündüz yola çıksak bile kafa feneri almak, yedek çorap, atlet almak, yağmurluk, belki bir acil durum battaniyesi almak veya ilkyardım malzemeleri almak gibi. Mesela yürüyüşte yemek planlı olsa bile yanımıza atıştırmalık bir şeyler almak, bilek burkulmaları için soğuk sprey almak gibi.
Alpine quest harita görseli |
Kıyafet:
Yazlık ve kışlık kıyafet mutlaka farklı olmalıdır. Yaz için; yukarıdan itibaren şapka, fular (hem kafayı hem enseyi koruyacak şekilde. Yünkü yazın su kaybının büyük bölümü kafadan ve enseden olabilmektedir)
Gözlük tercihen kullanılabilir. Üstümüzde uzun kollu ince bir tişört olmalı, kollarımız sıcaktan yanmasın ve dallara sürtüp yara almasın diye. Mümkün olduğunca ince olmalı, tek kat teri dışarı veren malzemeden olmalıdır. Pamuk olursa teri emer ama kuruması uzun sürer.
Altımızda yine uzun paçalı teri, suyu dışarı veren, çabuk kuruyan pantolonlar idealdir. Yürüyüşlerde kot pantolon, pamuk eşofman genelde kullanılmaz. Bu malzemeler hem terletir, çabuk kurumaz, hem de esnemez rahat olmaz. Su geçişi yapacaksak paçalarımızı katlarız, çok sıcak hava varsa alttan ve üstten mümkün olduğunca hava giriş çıkışı olması için alttan paçalar açılır. Ancak yazın kene tehlikesine karşı dikkatli olunması gerekir.
Ayağımızda varsa teri dışarı veren, topuk ve pençe destekli bir çorap giyilebilir. Çok ince olmaması lazım, çünkü yürüdükçe gezmeye başlar ve ayağımıza zarar verebilir. Decathlonda bu konuda çeşit çeşit çorap bulunabilir. Ayakkabı sandalet gibi olmazsa daha iyi olur, yürürken taşa, dikene denk gelebiliriz. Ama parkura göre seçilebilir. Ayakkabı fileli, tabanı kaydırmaz özellikte (vibram olabilir) bilek burkulma ihtimali varsa konçlu değilse konçsuz tercih edilebilir. Bu konuda çok fazla seçenek bulunmaktadır. Seçim biraz ne kadar para ayırdığımıza bağlıdır. Ayakkabılar yürüyüş için büyük önem taşır.
Çok uzun yürüyüşlerde yanımıza pudra, ayağımız için krem, yedek çorap, yara bandı alınmalıdır. Baton tercihe bağlıdır. İniş ve çıkışlarda batonun çok faydası olur, dizlerimize fazla yük binmesine engel olur. Ancak yürüyüş esnasında hafif tırmanış gibi aktiviteler varsa ellerimizin boş olmasında fayda vardır.
Kış aylarında ise; başımızda mutlaka bere, gerekirse boyunluk, kar var ise kar için gözlük (güneşten dolayı kar körlüğü olmaması için veya fırtına-rüzgar varsa görüşümüzü engellememesi için) bulunmamalıdır.
Üstümüzde 3 katmalı giyim, 1nci katman ince polypropilen de denilen, teri emip üst tabakaya aktaracak tişört. 2nci katman bizi üşütmeyecek olan oduncu gömlek, polar vb kıyafet. Bu da alttan gelen teri dışarı verecek, dışarıdan soğuğu almayacak, terlediğimizde önümüzü açıp ısıyı ayarlamak içindir. Amaç ısının içeride hapsedilerk yalıtım sağlanmasıdır. 3ncü katman ise dışarıdan rüzgar ve yağmuru almayacak. Softshell (yumuşak, polar gibi ama daha sıcak tutan) veya hardshell (sert mont, kaban vb) olabilir, yağmurluk gibi bir şeyler olabilir.
Eldivenlerimiz 2 kat, içeride yün, dışarıda su, kar geçirmeyen bir şekilde de olabilir. Tek kat, bunları içeren şeklilde de olabilir, çok soğuksa içeride 5 parmaklı, dışarıda mitten denilen 2 parmaklı eldiven tercih edilebilir. Bu soğuğa, elimizle teçhizat kullanıp kullanmayacağımıza göre değişebilir.
Pantolonumuz ya içimizde teri dışarı veren tayt, içlik gibi bir iç katman üzerinde kalın bir katman, ya da ikisini bir arada içeren içi polarlı pantolon şeklinde olabilir. Yanlış seçim belki hemen hasta etmez ama konforlu yürüyüşü engeller, ya üşütür ya da terletir. Çorabımız kalın (2 çorap üst üste giyilmemeli) teri dışarı veren, topuk ve pençe güçlendirmesi olan yünlü veya yürüyüş çoraplarından olabilir. Uzun yürüyeceksek yünlü tercih etmemeliyiz, sıcak tutar ama terletir.
Ayakkabı ise yine bütçeyle alakalıdır, Goretex (suyu geçirmeyen ama teri dışarı veren) vibram taban, sağlam tutuş sağlayan ve kaymayan, konçlu, su ve kar yukarıdan ayağımıza girmesin diye. Ayağı üşümesin diye ayağına poşet takanlar, üstten kar girmesin diye konç kısmını koli bandı ile bantlayanlar bulunmaktadır. Malzeme eksikliğinde bunlar da uygulanabilir ama hazırlık zamanımız varsa riske girmeye gerek yoktur.
Merhabalar, Twitter da bir hesap paylaşmış bloğunuzu orada denk geldim, devamı gelmemiş gezi yazısının ama aydınlatıcı bir yazı olmuş, kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilGüzel düşünceniz için teşekkür ederim. Aslında paylaşmak istediğim bir çok konu var, ama araştırmadan, öğrenmeden yanlış bilgi vermek istemiyorum. Saygılar.
Sil